Tüm Adetlere Dön

Karapapak Terekeme Türklerinin Deyimleri

Karapapak Terekeme Türklerinin Atasözleri ve Deyimleri ilgili Prof. Dr. Fatma ÖZKAN ve Prof. Dr. İsa ÖZKAN'nın çalışmasıdır.

KARAPAPAK- TEREKEME TÜRKLERİNİN DEYİMLERİ

Açıf ağartmah(Tatsız ve gereksiz konuları açmamak).

Ağzı var, dili yoḫ. (Sessiz, hakkını aramayan kimse).

Aḫmır tökmek(Sürekli olumsuz konuşmak, müşteki olmak).

Ajalı gelmek (Ölümüne susamak).

Ajığı tutmaḫ(Öfkelenmek).

Alımını almak. (Boyunun ölçüsünü almak).

Allah üzüne baḫmaḫ(Kötü bir durumdan şans eseri kurtulmak) .

Allah vurmuş(Lanet olası).

Allah’a baḫmaḫ(İnsafa gelmek, adil davranmak). 

Anarı beri gedif gelmek(Amaçsız şekilde dolaşmak).

Anasınnan azan, atasınnan tezen(İpini koparan).

Ardına ağaç çalmak(dövmek, haddini bildirmek).

Arḫeyin olmak. (Sâkin olmak, telaş etmemek).

Arvaddanmaḫ. (Bilgiçlik taslamak, yaşlı kadınlar gibi davranmak).

Aşşağı tüpürsen saggal, uḫarı tüpürsen bıyıḫ.

At gaçdı, torva tüşdü(Aniden öfkelenmek).

Atın ölümü arpadan olsun.

Avırsız(İtibar edilmeyen kimse)

Ayı sadağalı, günü gurvannı olmak(çok değerli olmak, değerli görülmek).

Ayıltmaḫ. (İkaz etmek, uyarmak).

Azdan çoḫdan. (Allah ne verdiyse).

Başa salmaḫ(Açıklayarak bir konuda uyarmak).

Başa tüşmek(Anlamak).

Başdan artıḫ olmaḫ(Çok değerli olmak).

Başına çekmek(Bir yudumda içmek).

Başına dönmek(Önemsemek, değer vermek).

Başına gülmek(Alay etmek).

Başında goz gırmak(Rahatsız etmek, tutturmak)

Başsız baraḫsız(Düzensiz).

Bekara adam kimi. (İşsiz güçsüz kimse gibi olmak. Avare avare gezip dolaşanlar

için söylenen bir deyimdir).

Beş beş olmaḫ(Çok sevinmek mutlu olmak).

Bir elli bir günlü olmah (Birbirine kaynayıp karışmak, aynı gelenek içinde yaşamak).

Biri iki, piti sirke olmamaḫ(Hiçbir şeyin sahibi olmamak, birikimi olmamak)

Boğanağa tüşmek(bir kavganın ortasına düşmek).

Boy boy oluf, soy soy olmak(İş işten geçmek).

Car çekmek(Kötü şöhreti yayılmak).

Cır çıḫmaḫ(çok kızmak, öfkelenmek).

Cin cin olmaḫ(öfkeden deliye dönmek).

Cine pismillah olmaḫ(çok öfkelenmek, küplere binmek).

Cini tepesine yığılmak(tepesinin tası atmak).

Çengesine tüşmek. (Diline, eline düşüp, birini dile dolamak).

Çeyneye salmaḫ. (Birinin gıpta edilen taraflarını dile dolayıp, ona nazar değdirmek).

Çıra kimi sönmek. (Mum gibi eriyip akmak, bitap düşmek, zayıf ve bitkin hale

gelmek).

Çiçek kimi elemek(Çok temizlemek, pırıl pırıl olmak)

Dalınnan deymek. (Başından savmak, savuşturmak; kovmak).

Daş atmer, golum ağrıyar(Zahmet çekmemek, taş atıp da kolu youlmak).

Desinler ki, Ḫaçoy’un da ḫançalı var(dostlar alışverişte gömek).

Deve garnı kimi(Serveti heba etmek).

Deveyi denge vermek(Bilinçsizce harcamak).

Deymişi dura dura kâlı tökülmek(Birinin kusurunu yüzüne vurup, utandırmak).

Dil-ağız elemek(dil dökerek ikna etmeye çalışmak)

Dili ağzı deymek. (İstemeden kırıcı şeyler söylemek).

Dörrenmek. (Başköşeye, töre çıkmak; evin değerli sayılan en üst köşesine geçip

oturmak).

Dünya yansa bir ḫorum otu yanmamak. (Son derecede telaşsız olmak, umursamamak, bir şeye kayıtsız kalmak).

Dünyenin nezi nimetini tökmek(Mükellef ziyafet çekmek).

Düz yeri arḫ deyin sıçramaḫ(Basit bir işi çapraşık hale getirmek).

El üstü(Ele güne karşı; samimi davranmamayı, göstermelik işleri anlatır).

Elifi şaşmaḫ(Ne yapacağını şaşırmak, bunalmak).

En gedif uzun gelmek. (Bir iş yaptığını zannetmek).

Endir etmemek(Tenezzül etmemek).

Erindiyinnen erine dayı demek(Aşırı derecede tembellik etmek).

Eriyi ezilmek(İncileri dökülmek).

Erki çatmak(Nazı geçmek).

Eyağı büdremek(Ayağı burkulmak, işleri kötüye gitmek, tökezlemek).

Fırı fısı yenmek(Tatmin olmak).

Gaç, atım eyaḫlamasın. (Burnunun doğrultusunda gitmek, kibirlenmek).

Gadı gız. (Büyüklenen, büyük tavırlar sergileyen, eke eke konuşan kız).

Galmagalda galmaḫ(Çaresiz kalmak, ne yapacağını bilememek).

Genimek. (Uzaklaştırmak, def etmek).

Gıjıt vermek(Nispet yapmak).

Gıra dönmek(Yoksul hale gelmek, malın mülkün yok olması).

Gırḫ gıznan mağarada galmaḫ(ne yapacağını şaşırmak, çaresiz hale düşmek).

Gorḫusuz, ülküsüz (Gözü kara).

Gönü galın(Anlayışsız, anlayışı kıt).

Gör gör, kor gör(İnkar edilemeyecek derecede aşikar ortada olan durumları anlatır).

Görende gözünün ikisi de ağrımaḫ. (Birinden nefret etmek, görmek istememek).

Göye çıḫmaḫ(Öfkeden deliye dönmek).

Göye direk, gatıra gulun olmaḫ(Israrından vazgeçmemek, inat etmek).

Göz verif, işıḫ vermemek(Zulmetmek, çok uğraşmak).

Göz yağı yemek(Devamlı ve ısrarlı olarak birine düşmanlık etmek).

Gözdü de görsün, gözsüz de görsün(Çok açık ve büyük ölçüde yapılmış şeyler için).

Gözü böeleklenmek(Şaşkınlıktan ve korkudan gözleri dışarıya fırlamak).

Gözü dört olmak(Aşırı olarak korkmak).

Gözü götürmemek(Kıskanmak, haset etmek).

Gözü su içmemek (Birinden hoşlanmamak, birini gözü tutmamak).

Gözü tüşmek(Birini onun hilafına sevmek, göz koymak).

Gözü yol çekmek(Gözü dalmak, misafir geleceğini hissetmek).

Gözüne dönmek(İş bitirici kişilerin manidar şekilde övgüsünde söylenir).

Gözünü çereltmek(Birine dikkatle, gözlerini açarak bakmak).

Gözünün ağı, garası(Gözbebeği, biricik varlık).

Gözünün üstünde gaşın var dememek(Hatırını saymak, incitmemek).

Gözüne tepmek (İştahla yemek, silip süpürmek).

Gulağı batmış kimi olmaḫ. (Arayanı, soranı olmamak, yalnız kalmak).

Gulaḫ yapırtmaḫ. (Kulak ardı etmek, dikkate almamak).

Gulağının üsdüne yatmah(Kulak ardı etmek).

Guru yerin gurvağası. (Yoksul olmadığı halde, misafirine ikramda bulunmayanlar

için yapılan bir benzetme, bu mealde sarf edilen bir deyimdir).

Guyruğunu buzda goymak(Birini yarı yolda bırakmak).

Güllaflamak (Başına dikmek, bir yudumda içmek).

Günülemek(Kıskanmak).

Halva halvaynan gelmek(Nazla, endazeyle gelmek).

Ḫatır için ḫasta yatmak. (Birinin hatırını kıramadığı için, kendisini tehlikeye atmak).

Hayıfı gelmek(Acımak, kıyamamak).

Ḫayirri ḫıdır(Sağlam ayakkabı, güvenilmez kişi).

Hık deyif burnunnan düşmek(Birine çok benzemek).

Ḫızan(Görgüsüz).

Hint-mint, o it. (Al birini, vur ötekine).

Hiyan olmak(Dostluk, arkadaşlık etmek, can yoldaşı olmak, yalnız bırakmamak).

Israllaha çekilmek(Yok olmak, birden bire kaybolmak).

İki atın arpasını ayıramamaḫ(En basit işi göremeyecek kadar cahil olmak).

İlan görmüş kimi olmaḫ. (Sevmediği birini görünce, ondan duyulan nefreti anlatır).

İlim ilim itmek(Çok uzaklara gitmek, gözden kaybolup uzak diyarlara gitmek).

İlin ayın aḫırı(En son gün).

İran’ı Toran’ı gezmek(Diyar diyar dolaşmak).

İt diline keçmek(Nazara gelmek).

İt döy, iti başa salmaḫ(Gereksiz şekilde birine bir şeyi ima etmek, bilgi vermek).

İt eli eyağı yemiş kimi gezmek(Şuursuzca ve dur durak bilmeden gezip dolaşmak).

İt nefsi keçmek(Nazar değmek).

İt ölüsü kimi uzanmak (Münasebetsiz şekilde uzanmak).

Kej getmek(Biri ile zıtlaşmak).

Keleyini kesmek(Kalan az miktardaki nesneyi de bitirmek, dibine darı ekmek) .

Kelle goz getmek(Zıtlaşmak).

Kem-fursat(Fırsatçı, acımasız).

Kesici(Acımasız, gaddar).

Kôru körpüden keçirmek(Çetrefil bir durumda ne yapacağını bilememek).

Köysünü ötürmek. (İç geçirmek, göğüs geçirmek).

Lağ ellemek(Alay etmek).

Lağlanmak(Alay etmek).

Lağva, lateyr demek(Lakap yakıştırmak, kötü söz söylemek).

Meretine galmaḫ(Ölüp, malı mülkü başkasına kalmak).

Niyetin nereye, menzilin oraya(Niyeti ne ise istikbalinin de öyle olmasını anlatır).

Oğlunun oğruluğunu, gızının gahbeliyini demek(Doğru sözlü olmak, ucu kendisine dokunsa bile doğru söz söylemekten çekinmemek).

Onu gör, ilanı gör. (Sevilmeyen biri görülünce söylenir).

Ortalığı elli altıya vermek. (Ortalığı birbirine katmak, ortalığı dağıtmak).

Öjeşmek(Biriyle iddialaşmak, biri ile ısrarla uğraşmak).

Öküzün dördünü söylemek (Açıklanmaması gereken bazı şeyleri mecbur kalındığı

takdirde açıklamak).

Ölmek ölmekdi, ḫırıllamak nedi?(Ucunda ölüm bile olsa mücadeleyi bırakmamak).

Papağı göye atmaḫ(Çok sevinmek, işleri yolunda gitmek).

Sakgala salam vermemek(Görmezden gelmek).

Say seçme(Seçkin, mümtaz).

Sen Allah(Sen Allah’ı seversen, Allah aşkına).

Sesi semiri çıḫmamaḫ(Sesi sedası çıkmamak).

Süyhsünü galın(Ensesi kalın, komprador, zengin).

Şah geldiye dönmek(Gecikerek, endaze ile, naz ile gelmek).

Şeşe gulaḫ(İri ve biçimsiz kulaklı).

Şirin cana gıymaḫ(Parayı ve imkanları esirgememek).

Şor göz(Çapkın, ona buna bakıp duran).

Tanrı goymuş daş. (Sessiz, sakin tabiatli, çok sessiz).

Tırna garın(Şiş göbekli).

Tişi bağırsağını kesmek(Öfkeden içi içini yemek).

Toyunda toy çalmak(Düğününe katılarak orayı şereflendirmek).

Tumanı tüşük(Giyimi kötü).

Urhu bajalar gezmek(Gezmeyi çok sevmek, durmadan gezmek).

Uşaḫnan uşaḫ olmaḫ(Alçakgönüllülük etmek, çocukların seviyesine inmek).

Üreyi istemek(canı çekmek).

Üreyi yerine gelmek(İstediği şeyi elde ederek rahatlamak).

Üstüne it esnemek(Bitmek bilmeyen işler için söylenir).

Ütelenmek(Acele etmek, önünü arkasını düşünmeden hareket etmek. Eski Türkçede de bulunan geçmek anlamına gelen ötmek fiilinden gelmiş, arkaik bir unsurdur).

Üzüm eyağının altına(Utanma, mahcubiyet anlatan bir ifadedir).

Vejine almamak(Umurunda olmamak).

Yağlı g.e guyruḫ bağlamaḫ(Zengine veya ihtiyacı olmayana ihsanda bulunmak).

Yara yetirmek. (Birine ceza vermek, gözdağı vermek).

Yarım ağız(Laf olsun diye söylenen, samimi olmayan teklif veya davet için kullanılır).

Yazığı gelmek(Acımak, merhamet etmek).

Yeddi yabancı(Yedi kat yabancı).

Yeelenmek(Sahiplenmek, hakkı olmayan birşeyi ele geçirmek).

Yıḫıf yemirmek(Kırıp dökmek).

Yoḫa çıḫmaḫ(Anlaşılmaz şekilde yok olmak, kaybolmak).

Zarafat ellemek(Şaka etmek, şakayla takılmak).

Zehmi ağır basmaḫ(Ağır ve vakur insanların yanında ölçülü davranmak).


Ana Sayfa Terekemeler Araştırmalar İletişim